Son zamanlarda çıkan hemen hemen her aracın birbirine benzediğini görüyoruz. Bu elektrikli araçlar için de çok değişmeyen bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Markalar ya birbirlerine çok benzeyen otomobilleri piyasaya sürüyorlar, ya da eski tasarımlarına yeniden hayat veriyorlar. Birçok marka da şimdi anlatacağımız eski tasarım dillerine geri dönmeye başladı. Peki nedir bu retro tasarım dili?
Geçmişin Geleceğe Yansıması:
Retro tasarım dili, geçmişin geleceğe aynen yansıması olarak tanımlanabilir. Bazen yeni araçları için tasarım yaratmakta zorlanan bazı üreticiler, çareyi eskiye dönmekte buluyorlar. Bu aslında iyi bir şey, çünkü eski tasarımlar günümüzdeki tasarımlara göre daha çok heyecan verici. Birçok marka şu anda bu dille yeni araçlar üretiyorlar. Ve gayet de başarılı işler ortaya koyuyorlar. Fakat bu konuda başarılı olan örnekler dışında başarısız örnekler de var. En bilinen örnek olan Volkswagen Beetle, yeniden üretiminde sadece yarım milyon satarak üretimden kaldırılmış. İlk nesil Beetle ise 21.5 milyon satış rakamlarına ulaşmış. Müşteriler retro tasarımlı bu arabayı pek tercih etmemiş görünüyor. Tercih edilen en yaygın otomobilleri de şöyle sıralayabiliriz:
Fiat 500
Üretime ilk olarak 1957 yılında başlayan Fiat 500, 1975 yılına kadar ilk neslini üretmeyi devam ettirdi. Daha sonra yerini Fiat 126 modeline bıraktı. İlk neslinde arkadan itişli motor kullanan Fiat, sonra bunu 126 modelinde de kullanmaya devam etti. Yeni üretilen araçlarda ise bu motorlar önden çekişliye evrilirken, tasarımı hemen hemen aynı kaldı. Eski haline göre biraz uzayan aks mesafesi ile günümüzde hâlâ kullanılan bu sevimli araç, en başarılı modeller arasında gösterilebilir. Halihazırda elektrikli araç olarak ayrı bir versiyonu bulunuyor bu modelin.
Honda E
İlk jenerasyon Honda Civic tasarımının, küçük bir şehir içi aracına uyarlanmış hâli Honda E. Aslında ilk olarak biz bu aracı 2017 yılında Honda Urban Ev Concept adıyla görmüştük ama üretilmiş hâli de bir o kadar güzel. Fakat fiyat konusunda aynı şeyi söylemek zor. Aynı segmentteki rakiplerinden hâyli pahalı olan bu aracın bir dezavantajı daha var. 220 km menzil sunan bu araç segmentteki diğer elektrikli araçlara göre bir hâyli geride.
Mini Cooper
1959 yılından itibaren yuvarlak hatlarla üretilen otomobil, aynı tasarımı günümüzdeki çoğu aracına uygulamaya devam ediyor. Aracın orijinali 1960 döneminin İngiliz ikonu olarak da bilinmektedir. Günümüzdeki tasarımda ise benzerlikler direkt olarak farlarla belli olmakla birlikte, aracın genel proporsiyonu çok değiştirilmeden günümüze kadar üretilmeye devam edildi. Satış rakamları ise tasarımının ne kadar başarılı olduğunun bir göstergesi.
Volkswagen Id Buzz
Tepeden tırnağa yenilenmiş ve elektrikli olmuş bir Volkswagen Kombi karşımızda duruyor. Hatta aracın konsept hâli daha fazla Kombi modelini andırırken, üretilen modelde ufak tefek değişikliğe gidilmiş ve aracı biraz daha farklı konuma getirmiş. Fakat yine de benzer hatları bünyesinde barındırmıyor değil. Yalnız bunun karavan hâli gerçekten çok güzel olmuş, param olsa alırdım. Şu ana kadarki tek dezavantajı Honda E modelinde olduğu gibi menzil. Sadece 400 km menzil sunan bu araç menzil konusunda biraz geri kalsa da umuyoruz ki daha sonraki nesillerinde bu menzil artar.
Porsche 911
Volkswagen grubunun efsanesi, Porsche markasının yüz akı 911 modeli temelde 356 modeli geliştirilerek üretilmiş. Daha sonrasında günümüze kadar üretilmiş olan bu model hemen hemen aynı hatları koruyarak gelmiş. Hatta arkadan itişli boxer motorunun yerinde bile değişikliğe gidilmemiş olması sevindirici. Tasarımı 1940’lı yıllardan gelen bir araç için hâlâ modern ve hâlâ şık olması retro tasarımların ne kadar başarılı olduğunun kanıtı niteliğinde.
Daha bunun gibi birçok araç üretiliyor. Geçenlerde bahsettiğimiz Hyundai N Vision 74 de bunlardan birisi mesela. Peki sizce bu tasarımlar başarılı mı? Cevaplarınızı yorumlara bekliyoruz efenim.